Ülkemizin en büyük ve en modern Deri İhtisas OSB’si Bursa Deri İhtisas ve Karma OSB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çağlar ile geçenlerde sohbet ederken, Kurban Bayramı’na dikkat çekti.
Çağlar, kurban bayramı nedeniyle gündeme gelen deri konusunun önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Bayramda kesilecek olan kurbanların derileri önemli bir ekonomik değere sahiptir. Geçmiş yılların verilerine baktığımızda bu sene yaklaşık olarak üç milyon küçükbaş ve bir milyon büyükbaş hayvanın kesilmesi beklenmektedir. Bu da ülkemizde bir yılda kesilen toplam hayvan sayısının ’inin bir iki gün içerisinde kesilmesi demektir.
Kurban derilerinin ekonomimize yaptığı katkıya baktığımızda; yaklaşık 500 milyon TL değerinde olan bu ham deriler eğer sağlam bir şekilde deri sanayine ulaştırılır ve işlenirse yaklaşık 1,5 milyar TL bir değer; ayakkabı, çanta, kemer ve cüzdan gibi nihai ürünlere dönüştürülür ise 4,5-5 milyar TL gibi ciddi bir ekonomik değer yarattığını görmekteyiz.
Ancak bu kadar büyük bir kesimi birkaç gün içerinde yapacak profesyonel kasap sayısı yeterli olmadığı için amatör kasaplarımız da kesim ve yüzüm yapmaktadırlar. Burada ilk dikkat edilmesi gereken konu insan sağlığının korunması, kesim esnasında kazalara sebep olacak risklerin ortadan kaldırılması olmalıdır.
Biz deri sanayicileri için önemli olan konu ise kurban derisinin yüzümü ve saklanması ile ilgili hataların en aza indirilmesidir. Yüzüm sırasında aceleci olmamalı, bıçağı mümkün olduğu kadar deriye değil et tarafına gelecek şekilde kullanmak gerekmektedir. Amaç deriyi delmeden, hasar vermeden yüzmek olmalıdır. Delinen her derinin ekonomik değeri maalesef düşmektedir.
İkinci bir konu ise yüzülen derinin doğru bir şekilde saklanmasıdır. Yaz aylarında havaların sıcak olmasından dolayı bakteriyel faaliyetler çok daha hızlı olmakta ve deri hücrelerinde çürümeler başlamaktadır. Bu da derinin mukavemetini azalttığı gibi uzun sürelerde kullanılamaz hale gelmesine sebep olmaktadır.
Bilindiği gibi yüzyıllardır bakteriyel çürümeye karşı en kolay korunma yöntemi tuz kullanmaktır. Deriler, yüzüm anından itibaren bağışlandığı yere ulaşmasına kadar geçen zaman zarfında çürümemesi için yüzümün hemen ardından mutlaka tuzlanmalıdır.
Bir küçükbaş deri için 2 kg, büyükbaş deri içinse 7-8 kg tuz kullanmalıdır. Tuzu derinin et tarafından üzerine serperken her tarafına eşit dağılmasına dikkat edilmelidir. Gerekirse elle derinin iç tarafına güzelce sürülmelidir. Tuz tarafı içe gelecek yani tüylü tarafı dışarıda kalacak şekilde katlandıktan sonra serin bir yerde bekletilebilir. Kesinlikle bir torbanın veya kapalı bir şeyin içine konularak saatlerce bekletilmemelidir. Kanı veya suyu süzülmeye başladığında toprağın üstünde veya bir giderin yanında olması suyunun birikmesini engeller.”
SON SÖZ
Özetle Murat Çağlar’ın sözlerinden şu sonucu çıkartıyorum:
“Derilerimizi delmeyelim, deldirmeyelim. Hemen bol bir şekilde tuzlayalım. Serin bir yerde bekletelim, torbaya koymayalım.”
Evet, bu uyarılar değerli.
Boşu boşuna boşuna bir milli servetimizi kaybetmeyelim.
Murat Çağlar’ın önerilerine kulak verelim.
Kaynak: Murat KUTER / Bursa Hakimiyet
